Bilim, embriyoyu “suni rahimde” büyüttü…

Fare embriyolarının laboratuvar ortamında büyümesi, özellikle yaşamın başladığı ilk an ve bağlantısında doğan genetik hastalıkların erken teşhisinde önemli süreç başlatacak…
Bilim dünyasında etik tartışma da başlatan çalışmanın raporu laborutavar ortamında oluşturulan suni rahime yerleştirilen fare embriyolarının normal gelişmelerini doğal ortamdaymış gibi sürdürdüklerini belgeledi.
İsrail’in Weizman Enstitüsü’nde sürdürülen çalışmalarda, dişi farenin yumurtası, 5 gün rahimde gelişmeye bırakıldı, henüz şekillenen embriyolar suni rahime aktarıldı ve altı gün daha gelişmesini hiç aksatmadan sürdürdü.
Çalışmanın ana rahminde yaşamın başladığı saniyelere kadar geri dönebileceği, özellikle, insanlarda görülen genetik hastalıklar, düşük yapma gibi sorunların tedavisinde önemli sonuçlar doğuracağı da kaydedildi.
Uzmanlar, söz konusu deneylerin insanlara dönük yapılmasını da tartışıyorlar. Bilim dünyasında şu anda hakim olan görüş suni ortamda insan embriyosu üzerinde deney yapılamayacağı yönünde. Suni olarak bir tüpte üretilmiş ve suni bir rahme yerleştirilmiş olsa da yaşayan bir embriyo üzerinde deney yapılamayacağı belirtiliyor.
2046’DA SUNİ RAHİM DOĞUMLARI OLABİLİR…

Ectogenesis teknolojisi, bir canlı varlığın bedenin dışında büyümesi ve dünyaya gelmesiyle ilgili bir bilim dalı… Bu alanda dünyanın çeşitli laboratuvarlarında 2001 yılından bu yana önemli çalışmalar yürütülüyor.
Suni ortamda bir embriyonun korumaya alınmasının özellikle riskli gebeliklerin sağlıklı sonuçlanmasında önemli olduğu vurgulanıyor. Bununla birlikte tartışma esas olarak, bu tür bir teknolojinin anne-çocuk ilişkisini ortadan kaldıracağı zemininde düğümleniyor.
Bilim insanları, riskli hamilelik yaşayan bir anneden alınan virüsü sağlıklı olarak geliştirecek ve doğuma hazırlayacak suni rahim teknolojisinin 2034 yılına kadar gelişmesinin beklendiğini, bundan 10 yıl sonra da, yani 2046 itibariyle yaygın kullanımının olabileceğini belirtiyorlar.

Macar asıllı Amerikalı gelecek bilimci Zoltan İstvan, aslında bu teknolojinin büyük ölçüde geliştirildiğini, 30 yıl içinde de güvenlikli bir şekilde kullanılabileceğini belirttiği son açıklamasında “Bu çalışmaları yavaşlatan ve şu sıralar öne çıkarmayan etik tartışmalar… İnsanlık buna hazır olduğunda bu teknoloji devreye girecektir” dedi.