“BAHÇELİ, ERDOĞAN’IN YETKİLERİNİ KISITLAMAYI HEDEFLİYOR…”

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 100 maddelik yeni anayasa açıklaması, uzmanların yakın takibine girdi. Uzmanlar, Bahçeli’nin başkanlık sisteminin aksayan yönlerinden rahatsız olduğu, Meclis’i güçlendiren ve cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayan formül geliştirdiğinde birleşiyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce gündeme getirdiği yeni anayasa konusunda, MHP Genel Devlet Bahçeli 100 maddelik yeni bir teklif açıkladı. Bahçeli’nin yeni anayasa çalışması, AKP’de de olumlu karşılık buldu.
Muhalefet, AKParti ve MHP’nin yeni anayasa çalışmasını daha çok “gündem değiştirme”, yetkilerin tek elde toplandığını savundukları başkanlık sistemini “tahkim etme” çabası olarak görüyor.

Muhalefetin bu görüşüne karşı çıkan ve Cumhur İttifakı partilerinin yeni anayasayı büyük bir proje olarak gördüğünü ifade eden Siyasal iletişim danışmanı İbrahim Uslu MHP’nin önerisinde, muhalefetin “güçlerin tek elde toplandığı”, eleştirilerine karşı, “güçler ayrılığını yeniden tesis etme” çabasının görüldüğünü ifade ediyor:
“Mesela Merkez Bankası’nın anayasal hale getirilmesi. Çok belli ki son 2-3 yılda Merkez Bankası Başkanı’nın 3-4 kez değiştirilmiş olması ve bunun ülkeye bir ekonomik maliyetinin olması problemine çare bulmak istiyor. Çünkü anayasal kurum olduğunda yürütmenin müdahalelerine daha az açık hale gelecek. Ya da işte yüksek yargıya atamalarda Meclis’in yetkilerinin daha da artırılması demek, Cumhurbaşkanının yetkilerinin daraltılması demek.
“Türkiye, güçler birliğine doğru hızla kaydı. Güçler ayrılığını yeniden tesis etmeye çalışıyor belli ki MHP. İki başkan yardımcısının seçimle gelmesi. Şu anda Cumhurbaşkanı istediği kadar başkan yardımcısı atayabilir veya görevden alabilir. Onu rasyonelleştiriyor, ABD’de olduğu gibi başkanla birlikte seçilme koşulunu getiriyor. Öyle olunca başkan onu görevden alamıyor. Bir yandan da Anayasa Mahkemesi’ne kızgınlığı yansımış pakete, yüksek mahkeme statüsünden çıkarıyor.”
“Pozisyonlar belli. Cumhur ittifakı bunun üzerinden bir gündem yönetimi yapma, tabanını konsolide etmek ve sistemi bir daha güçlendirecek ve kendisine siyasi avantajlar yaratacak adımlar atmak istiyor. Muhalefet de bu tartışmayı kullanarak, kendi bloğunu iyice pekiştirmeyi, yeni bir büyük mücadeleye girerek, muhalefetin enerjisini maksimize etmeye çalışacak. Ortak metin çıkarsa her iki blok da kendileri açısından iddialı bir mücadeleye girişecekler.”
TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK GÜCÜNÜ ÖNE ÇIKARMA ÇABASI…

Kamuoyu araştırma şirketi GENAR’ın Başkanı İhsan Aktaş yeni anayasanın aslında yeni dönemin de işareti olduğu görüşünü dile getiriyor:
“Bu geriye dönük 6-7 yıllık mücadeleden sonra sayın Cumhurbaşkanımız yapısal reformlar, hukuk reformu, özellikle de insan hakları eylem planı gibi temel bazı konulara atıf yaptı. Aslında bir devlet sürekli teyakkuzda olarak, sürekli sert mücadele ile gücüne güç katamaz. Bugüne kadar elde ettiğimiz o pozisyonu daha çok demokrasi, daha çok insan haklarıyla daha çok reformlarla muhafaza etme çabası.
“Aslında Avrupa Birliği ile ilişkiler de bunun bir çerçevesi. Dikkat ederseniz daha ılımlı bir sürece girdi. Bu yapısal reformlar hukuk reformu ve bunu taçlandıracak bir anayasayla, insan haklarının, demokrasinin, reformların gündemde olduğu bir Türkiye rotası oluşturmaya çalışıyor. Tabii bu kolay değil. 6-7 yıl sert mücadele yürütmüşseniz bunun aynı zamanda içerdeki toplumsal yapıyı da sertleştireceği bir vaka. Bu adım adım yumuşatılacak, yeni anayasa da daha çok demokrasi ve daha çok diplomasiye dönmenin sembolü olarak düşünülüyor.”
AK PARTİ’YE KARŞI BİR HAMLE…

Bahçeli’nin bu çıkışını AKParti’ye karşı “yeni bir hamle” olarak gören Sabancı Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Berk Esen, “MHP lideri, yeni sistemde kendi partisinin statüsünü güçlendirmek istiyor. Bunun için de Türk tipi Başkanlık sistemi adı verdiği bu sistemi mümkün olduğunca kurumsallaştırarak ve tekrar meclisi ön plana çıkararak MHP’nin geleceğini garanti altına almaya çalışıyor” değerlendirmesini yapıyor.
MHP’nin anayasa taslağında “devletin şekli ve nitelikleri” mevcut anayasadaki gibi korunuyor, ayrıca aynı şekilde “bu madde değiştirilemez ve değiştirilmesi teklifedilemez” ifadesi de yer alıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) “milli birliği sağlama” misyonunun güçlendirilmesi istenen taslakta, TBMM Başkanı’nın “tarafsız konumu”na da dikkat çekiliyor. Bahçeli, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde “işlevsiz hale getirildiği” eleştirilerinin hedefi olan TBMM’nin güçlendirilmesinden yana tavır koyuyor.
Taslakta TBMM’nin yetkileri; kanun yapmada, anlaşmaların onaylanmasında ve sona erdirilmesinde, bütçenin kabul edilmesinde, anayasal kurum ve kuruluşlara üye seçmede, meclis soruşturması açılmasında güçlendiriliyor. Taslakta, başkanlık kabinesi anayasal statüye dahil ediliyor, hükümet programının meclise sunulması isteniyor. Başkanlık kararnameleri ile kanunların yetki alanlarının çatışmaması gerektiğine vurgu yapılıyor.