“MAFYA VİDEOLARI” ULUSAL GÜVENLİK SORUNU OLDU…

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in yurtdışından yayınladığı muhatapları tarafından yalanlanan iddialar, iç politikadan dış politikaya savruldu. “El-Nusra’ya silah sevkiyatı” iddiası, FETÖ7nün MİT TIR’ları operasyonunu tamamladı, anti-Türkiye lobiye yeni manevra alanı oluşturdu. İsrail medyası konuyu işliyor.
Bugüne kadar yayınladığı yedi videoda, Mehmet Ağar üzerinden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya dönük iddialar dile getiren ve bu iddiaları, Türk iç siyasetinde mafya-siyaset ilişkisi zemininde tartışılan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, yayınladığı sekizinci videosunda, FETÖ’nün 2014 yılında gerçekleştirdiği MİT TIR’LARIN OPERASYONU’nu tamamlayan çizgiye savruldu.
1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde dönemin FETÖ’cü savcıları ve bağlantılarındaki FETÖ’cü jandarma komutanları tarafından icra edilen operasyonlarda ana amaç, Türkiye Cumhuriyeti’ni, Suriye’deki radikal İslami terör örgütlerine silah sevk eden devlet haline getirmek, bu yolla, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı savaş suçu işleyen devlet adamı durumuna düşürmekti.
Devamında Suriye’deki meşru muhalefet direnişinin önemli bileşeni olan Türkmen cephesine silahların gönderildiği ortaya çıkmış fakat konu, FETÖ mensubu yayın organları ve gazeteciler tarafından Türkiye’nin suçlanmasına dönük bir kumpas ve propaganda amaçlı kullanılmıştı. Halen Almanya’da kaçak yaşayan aktivist Can Dündar’ın Cumhuiyet gazetesi genel yayın yönetmenliği sırasında aynı politikayı sürdürdüğü de dikkat çekmişti.
PEKER’E BU SÖZLERİ SÖYLETEN VARACAĞI YERİ BİLİYOR…

Sedat Peker son videosunda Türkiye’nin Suriye savaşındaki muhalefet unsurlarına dönük desteğini yeniden FETÖ ve bağlantısında İsrail’in iddiaları çizgisine taşıyan sözler söyledi. Peker’in SADAT şirketini Türkiye’nin terörist kabul ettiği El-Nusra örgütüne silah sevk etmekle suçladığı bölüm şöyle:
MİT TIR’ları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca… Bu projeji düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler ‘Biz ek TIR’lar verelim, sizin TIR’larla beraber (gitsinler)’. Bizin TIR’lar ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz.
Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz.
Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından.
Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler.
‘Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar…’ dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar el Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı.
SADAT’TAN “İFTİRA” AÇIKLAMASI
Sedat Peker’in hedefe oturttuğu SADAT konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Organize suç örgütü lideri Sedat Peker 30 Mayıs 2021 tarihinde sosyal medya hesabından yayınladığı bir videoda; ‘Suriye Türkmenlerine insani yardım götürme’ maskesi altında ‘silah kaçaklığı’ yaptığını itiraf etmiştir. Türkiye’de yargılanmakta olan Peker’in, kendini aklamak amacıyla bir yandan suçlarını itiraf ederken bir yandan da hedef saptırmak için pek çok isim de zikrederek ‘çamur at, tutmasa bile izi kalır’ mantığıyla hareket ettiği görülmektedir.
İşlediği suçlar belgeli ve ispatlı olan firari suç örgütü liderinin, hedef saptırmak için Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi kurumu Milli İstihbarat Teşkilatını, güzide şirketimiz SADAT Savunma’yı ve bazı bürokratları hedef alması aklı selim sahibi kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır.
İftira sahiplerini iftiralarını ispatlamaya, ellerindeki belgeleri savcılığa teslim etmeye çağırıyoruz. Peker videosunda terörist gruplara silah sattığını itiraf etmektedir; fakat şirketimizin Peker tarafından terörist gruplara teslim edilen silahlarla hiçbir ilişkisi yoktur.”
İSRAİL MEDYASI AÇIKLAMANIN ÜZERİNE ATLADI…
Sedat Peker’in bu açıklamasının kaçak FETÖ’cü gazetecilerin yayınlarını sürdürdüğü internet siteleri tarafından hemen İngilizce olarak yayına sokulduğu dikkat çekti. Peker’in açıklaması siyonist yayın organı Jarusalem Post tarafından da Türkiye’yi Suriye’de radikal dinci gruplara silah veren devlet olarak gösterme amaçlı yorumlandı.

Gazetenin Türkiye aleyhine yazılarıyla tanınan editörü Seth J. Frantzman tarafından yazılan “Mafya babası: Türkiye Türkmenlere giden yardımı Nusra bağlantılı radikallere gönderdi” başlıklı yazıyı yayınladı.
Yazıda, “İslamist” olarak adlandırılan Erdoğan yönetiminin Suriye’nin kuzeyindeki Türkiye kontrolündeki bölgeleri günümüzde de radikal dinci terör örgütleri için kullandığı ileri sürüldü.
Yazar Suriye’deki Heyet Tahrir ül Şam örgütünün Nusra’nın devamcısı olduğunu savunarak, “Türk hükümetinin bu örgüte sağladığı destek bölgedeki muhalif grupların da bu aşırılıkçı örgüte bağlanmasına neden oldu” dedi.
Peker’in açıklamasının Türkiye aleyhine büyük bir kampanyaya dönüşmesi ve özellikle Barış Pınarı Harekatı’ndan sonra Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini isteyen tüm küresel güçler tarafından kullanılması bekleniyor.