Manşet

“Dijital diktatörlük” çocuk istismarını nasıl ört-bas etti?

“Dijital diktatörlük” çocuk istismarını nasıl ört-bas etti?
  • YayınlandıOcak 10, 2021

ABD’nin Delaware kentinde bir bilgisayar tamir dükkanına bırakılan laptop, Biden ailesinin oğul Hunter üzerinden bütün kirli çamaşırlarını ortaya döküyordu. Ukrayna’da karışılan yolsuzluk ve Hunter biden’in çocuk istismarı görüntüleri… FBI, bilgi karşısında hareketsiz kalacak, Twitter ise haberi yayınlayan New York Post gazetesinin hesabını bloke edecekti…

Bir ARDAN ZENTÜRK Haber/Bilgi-Analizi’dir

Etkileri bugüne kadar uzanan, kuşkusuz, önümüzdeki 4 yıla da damgasını vuracak gelişmeler zinciri, takvimlerin Ekim 2020’yi gösterdiği günlerde, kimliği tam olarak tespit edilemeyen fakat ABD’nin seçilmiş Başkanı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden veya asistanı olduğu tahmin edilen bir şahsın Delaware kentindeki The Mac Shop’a gelmesiyle başladı

The Mac Issac's shop in Delaware

Apple Mac bilgisayarlarından tamirinde uzman bir dükkandı ve sahibi, 44 yaşındaki bilgisayar teknisyeni John Paul Mac Isaac suda ıslandığı için çalışamaz hale gelmiş o laptopun içinden çıkacakları tabii ki tahmin edemezdi…

Isaac tamire başladığında, söz konusu laptopun hard diskinde kayıtlı e-mail yazışmalarına ve “uygunsuz” görüntülere ulaştı…

Laptop üzerinde Joe Biden’ın 2015 yılında kanserden ölen büyük oğlu, Delaware eski Savcısı Beau Biden’ın adına kurulmuş Beau Biden Vakfı’nın adını içeren bir etiket vardı ve hard diskinden ortaya çıkan görüntüler ise, özel yaşamı ile her zaman Amerikan medyasının manşetlerine çıkmış Joe Biden’ın diğer oğlu Hunter Biden’a aitti…

Repairman John Paul Mac Isaac posted a video YouTube saying he's 'not a Russian agent or hacker'

Fotoğrafını gördüğünüz John Paul Mac Isaac, laptopun hard diskinde önce, Joe Biden’ın başkan yardımcılığı döneminde karıştığı Ukrayna skandalına ilişkin e-maillere ulaşmıştı…

Bu e-maillerde oğul Biden’ın babasını Ukrayna’nın önde gelen enerji şirketi Burisma’nın apatronu Vadym Pozharskyi ile nasıl tanıştırdığı ve sonra ilişkinin nerelere evrildiği açıkça görülüyordu.

Burisma’ya ayda 50 bin Dolar maaşla yönetim kurulu üyesi olan Hunter Biden’a Pozharsky’nin Mayıs 2014’te gönderdiği mailde “etkinizi şirketimiz için nasıl devreye sokabilirsiniz” diye sorması, bu yazışmalardan sonra Kiev’e ABD Başkan Yardımcısı sıfatıyla giden Joe Biden’ın dönemin Ukrayna liderliğine “Ukrayna için 1 milyar Dolar’lık yardım paketini hazırlattım, Burisma şirketini soruşturan savcı görevden alınmadan bu para size intikal etmeyecek” dediği de anlaşılıyordu.

ÇOCUK İSTİSMARI GÖRÜNTÜLERİ

Laptop’un hard diskinde ayrıca 12 dakikalık bir video ve 50 ‘ye yakın fotoğraf da bulunuyordu, aslında bu görüntüler, Mac Isaac’ın Başkan Trump’ın yakın dava arkadaşı, kişisel avukatı New York eski Belediye Başkanı  Rudy Giuliani üzerinden FBI ile temas kurmasına neden oluyordu…

12 dakikalık video, Hunter Biden’in bol miktarda uyuşturucu aldığı ve bir kadınla birlikte olduğu görüntülerden oluşuyordu, ama daha vahimi, fotoğraflarda aynı şahsın çok küçük yaşlarda kız çocuklarıyla çekilmiş fotoğrafları da vardı!..

Zaten Hunter Biden babasıyla yaptığı yazışmalarda 14 yaşındaki bir kızla olan ilişkisinden de bahsediyor, detaylarda bu kız çocuğuyla facetime üzerinden çıplak görüşmeler yaptığı da anlaşılıyordu…

Hunter Biden, daha da vahimi, ölen ağabeyi Beau Biden’ın dul eşi Hallie Biden ile yaşadığı ilişki çerçevesinde kadının ortak terapistlerine “Hunter cinsel açıdan sağlıklı değil” dediğini de belirterek yakınıyordu!..

Hunter Biden allegedly dropped off his laptop at Mac Issac's Delaware shop and never picked it up

Mac Isaac’ın açıklamaları, fotoğrafta gördüğünüz Hunter Biden veya asistanının söz konusu laptopu almaya gelmedikleri yönünde… “Çok temasa geçmeye çalıştım, vakıfla da görüştüm ama bir cevap alamadım diyor…

FBI’IN ANLAMLI HAREKETSİZLİĞİ

Söz konusu hard diskin bir kopyasının eline ulaşmasından hemen sonra FBI’a ulaşan Guiliani, bütün bilgileri görevi bu tür iddiaları araştırmak olan kuruma aktardı…

Guilini, ilerleyen günlerde, “FBI yetkililerinin araştırmayı dondurduklarını gördük. Bana yaptıkları gayrı resmi açıklamalarda bir seçim sürecinde bu tür bir iddianın üzerine soruşturmayla gitmelerinin kamuyounda farklı algılanabileceğinden endişe ettiklerini ifade ettiler… Kurumun Başkanlık Seçimi sürecine doğrudan müdahale ettiği yolundaki iddiaların yıpratıcı olacağını savunuyorlardı…” diyecekti…

MEDYADA PATLAYAN HABERE TWİTTER SANSÜRÜ

Mac Issac handed over Hunter's laptop containing his alleged Ukraine emails to Rudy Giuliani and the FBI

Rudy Guiliani (fotoğrafta) için çare artık, bilginin medyaya taşınmasıydı, bir New Yorklu olarak tercihi New York Post oldu… 1801 yılında ülkenin kurucu babalarından kabul edilen Alexander Hamilton tarafından kurulmuş, 1993 yılında Murdoch grubuna geçmiş bu muhafazakar yayın organı, aynı zamanda ABD’nin en yüksek tiraja sahip üçüncü gazetesiydi…

New York Post, habere konu olan hard diski kendilerine Guiliani’nin oluşturduğu açıkça ifade ediyordu…

Bu haber, Amerikan başkanlık seçim sürecinin en belirleyici ve önemli haberi olmasına karşı, diğer ana akım medya tarafından gündemden düşürülmesi için özel çaba gösterilen bir haber haline getirilmişti…

Öyle ki, haberi itibarsız kılmak için esas olarak öne sürülen iddia, “RUS İSTİHBARATI’nın bu işleri tezgahladığı ve Putin’in bir kez daha Trump için devrede olduğu yönündeydi…

Bu iddialar üzerine Mac İsaac, aile geçmişinden bahsettiği bir videoyu youtube’a yüklemek ve değil Rus ajanı olmak, aile geçmişi Sovyetler Birliği ile mücadele yüklü bir insan olarak bu tür iddiaları red ettiğini ifade etmek zorunda kaldı.

Youtube -nedense- bu videoyu yayından kaldırmamış ama, JACK DORSEY başkanlığındaki TWITTER, NEW YORK POST’un haberle ilgili tivitlerini hemen silmişti…

Şirket, gazetenin haberinde yer alan bilgilerin YASADIŞI yöntemlerle ele geçirilmesini, bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanmadığını, bu nedenle Twitter üzerinden yayılmasına izin vermeyeceklerini açıklıyordu…

Amerikan ana akım medyasının saklamaya çalıştığı haber ve iddiaların geniş bir kitleye ulaşmasını da Twitter önlemişti…

AMERİKAN KONGRESİ’NDE HESAP VAKTİ…

Twitter patronu Jack Dorsey ile “Trump kampı” arasında asla dinmeyecek kavganın büyümesine neden olan, Amerika’nın önde gelen üç sosyal medya kuruluşunun patronlarının 28 Ekim 2020’de video konferans üzerinden Amerikan Kongresi Ticaret Komitesi’nden sorgulamalarıydı.

Facebook’tan Zuckerberg, Twitter’dan Dorsey ve Google’ın kardeş kuruluşlarından Alphabet’ten Pichai, “seçim güvenliği” konusunda görüşleri alınmak üzere senatörler ile buluştular.

Bugün de en sağlam Trump taraftarlarından biri olarak kabul edilen, hatta, son Kongre baskını sonrasında Demokratlar ile bazı Cumhuriyetçi senatörler tarafından istifası da istenen Teksas’tan Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz fırsatı kaçırmamıştı…

Senatör Cruz, Senato video konferans toplantısında söyledikleri kadar hayli uzamış sakallarıyla da dikkat Dorsey’e şöyle diyordu: Anladığımız kadarıyla, sizin şu anki duruşunuz, Silikon Vadisi’ndeki odanızda oturup, hangi haberin yazılacağına, kamuoyunun hangi haberi almasının uygun olmadığına karar vermek, bu doğru değil mi?”

Dorsey bu yüklenme karşısında sürekli, New York Post’taki haberin bir disenformasyon olabileceği kaygısıyla engelleme yaptıklarını vurgulayınca da Cruz ” İyi de New York Times, Trump’ın vergi sorunlarıyla ilgili belgeleri yayınladığında bu hassasiyeti göstermediniz. Çok şahsi ve sadece Amerikan maliyesini ilgilendiren bilgilerdi ve siz bu haberin yalan olup olmadığını tartmadan bütün dünyaya yayılmasını sağladınız, ama nedense konu Joe Biden ve ailesiyle ilgili bir habere gelince hemen bu hassasiyetiniz ortaya çıkıyor” sözleriyle devam etmişti…

New York Post gibi, muhafazakar-Cumhuriyetçi kimlik taşıyan Fox News bu tartışmayı, “Ted Cruz Jack Dorsey’i kızarttı” başlığıyla vermişti

Amerikan Kongresi’ndeki bu tartışma, kılıçların çekildi andı, devamını bugün yaşıyoruz…

Tartışmadan üç gün sonra Twitter sansürü kaldırmak zorunda kalmış, bu gelişmeyi de New York Post aşağıdaki gibi manşetten vermişti…

Image

Ama daha önemli olan bir “dijital diktatörlüğün” maskesinin düşmesiydi… Maske düşmüş olsa da belli ki, insanlık önümüzdeki süreçte, ulusların siyasi olarak kendi kaderlerini tayin hakkının büyük sosyal medya kuruluşları tarafından kontrol edildiği, kontrol edilemese de bu kez hırpalandığı bir dönem yaşayacak…