Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 1.Francis tarihi Irak ziyaretinin üçüncü gününde Musul’daydı. Papa IŞİD işgalinde yıkılan kilisenin önünde yaptığı konuşmada, dinler arası kardeşlik çağrısı yaptı.
Tarihi kimlik taşıyan Irak ziyaretinin üçüncü gününde Katolik dünyasının ruhani lideri 1.Francis için ana hedef, Vehhabi-harici kimlikle ortaya çıkan DAEŞ’in bir dönem hakim olduğu coğrafyayı ziyaretti. DAEŞ saldırılarında büyük zulüm yaşamış Irak’ın Ninova bölgesinin en önemli kenti Musul’u bu amaçla ziyaret etti.

DAEŞ, Irak-Suriye coğrafyasını kana bulayan saldırılarını Musul’u işgal ederek başlatmış, burada “halifelik” ilan etmiş ve özellikle Musul’da yaşayan Hıristiyan topluma üç maddelik bir bildiri yayınlamıştı: 1-İslam’a dönüş, 2- İnanç ek vergisi (haç) ödemek 3- Bunlar yapılmazsa işkence içinde ölüm.
DAEŞ Musul’a girdiğinde kentte 15 bin Hıristiyan yaşıyordu, hepsi kenti terk etti, DAEŞ’in bölgeden silinmesinden sonra ancak 40 Hıristiyan ailenin kente geri döndüğü belirtiliyor.
PAPA’DAN MESAJLAR
Irak ziyaretinin üçüncü gününde Musul’a giden Papa 1.Francis burada bölgedeki tüm dini inançları temsil eden din adamlarının da katıldığı bir törende DAEŞ kurbanları için dua etti. Pazar sabahı, kentin IŞİD tarafından kontrol edildiği dönemde yıkılan kilisesinin önündeki meydanda Hristiyan cemaati ile bir araya gelen Papa, burada yaptığı konuşmada, “Şayet tanrı, yaşamın tanrısı ise, ki öyle; o halde bizler onun adına kardeşlerimizi öldüremeyiz” dedi.
Yoğun güvenlik önlemleri altında Erbil’den Musul’a çok sayıda helikopterden oluşan bir filo ile gelen 84 yaşındaki Papa Françesko’nun söz konusu ziyaretine büyük sembolik önem atfediliyor.
IŞİD, 2014 yılında Musul’u ele geçirmiş ve aynı yılın haziran ayında “Halifelik” ilanını burada yapmıştı. Irak ordusu ise uzun süreli çatışmalar ve uluslararası koalisyonun askeri ve lojistik desteği ile 2017’de kenti yeniden kontrolü altına almayı başarmıştı.
Papa, kilise yıkıntısının önündeki meydanda yaptığı konuşmada ayrıca, “Burada Musul’da, savaşın ve düşmanlığın trajik sonuçları her tarafta görülüyor. Binlerce insanın göçe zorlanması ve katledilmesi, medeniyetin beşiği olan bu yerde kültürel varlıkların harap edilmesi korkunç bir zulüm” ifadesini kullandı.
ERBİL’DE SICAK KARŞILAMA
Papa 1.Francis’i Bağdat’tan getiren uçağı Erbil Havalimanı’nda karşılayan Kürt Otonom Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani, açıklamasında, Kürdistan bölgesinin Ortadoğu’nun tüm kültür ve inançlarının barış içinde bir arada yaşadığı bir bölge olduğunu vurguladı.
Hıristiyan cemaatinin Kürt bölgesi vatandaşlarının ayrılmaz parçası olduğunu da beiirten Barzani, “onların Kürdistan’ın gelişmesinde üstlenecek önemli rol olduğunu biliyor ve takdir ediyoruz” dedi.
Konuşmasına “Her zaman Kürdistan’ı ziyaret etme isteğim olmuştur” diye başlayan Papa da Kürt yönetimine, DAEŞ’in saldırıları karşısında evlerinden kaçan Hıristiyanlara barınma imkanı sağlaması ve Hıristiyanları koruması içinteşekkür etti…
PAPA Şİİ İSLAM İLE DE BULUŞMUŞTU…

“Tarihi” kimlik taşıdığı ifade edilen Irak ziyaretinin ikinci gününde Katolik dünyasını ruhani lideri Papa 1.Francis’in durağı, İslam’ın Şii inanç coğrafyasının merkezi Necef’ti…
Papa 1.Francis ve beraberindeki kardinaller, Irak Şii nüfusunun 90 yaşındaki dini lideri Ayetullah Ali el-Sistani ile buluştu ve iki farklı dinin liderinin “insanlığın adaletsizliğe karşı mücadelesinde ve insani yıkımların önlenmesinde dini liderlerin önemini” bir kez daha vurgulamaları dikkat çekti…

İran’ın Meşhed kentinde doğan ve ailesi Ayetullah zincirine sahip Sistani, 1990’da hayli genç yaşta Ayetullah olmasıyla tanınıyor. Aile büyüklerinin Acem olmalarına karşın Necef’te yaşama kararı nedeniyle, bugüne kadar Irak’ın en güçlü Şii lideri olarak tanımlandı, oysa, o hiç bir zaman bir Acem olduğunu saklamadı ve bugüne kadar da bütün çağrılara rağmen Irak vatandaşlığına geçmedi.
Saddam Hüseyin yıllarında ağır baskılar ile karşılaşan Şii toplumunu sözcüsüydü, bu nedenle uzun yılları ev hapsinde geçti. 2003’teki Amerikan işgali sırasında ise işgalin Saddam Hüseyin gibi “sünni” bir diktatörü devirmiş olmasına rağmen işgale karşı direniş ruhunun sembolü kimliği kazandı.
Irak’ın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin güçlü destekçisi olması, ülkenin sorunlarını siyasetin çözebileceğini söylemesi ve topluma sürekli silahtan uzak durmasını telkin etmesi dikkat çekiciydi. Irak’ın sünni-şii ekseninde kanlı bir içsavaşa yöneldiği yıllarda da bu tutumunu değiştirmedi, mezhep çatışmasını körükleyen değil, aksine çatışan taraflar arasında ateşkesleri sağlayan isim olarak anıldı.
Son kez, Şii toplumunu silah başına çağırması 2014 yılındaki DAEŞ saldırılarına direniş amaçlıydı.
Sistani’nin düşünce yapısını İran’da ayıran ana özellik, İran’ın mollalar tarafından yönetilmesi, buna karşılık onun Irak’ta dinden arındırılmış siyasi yapılanmayı öncelemesidir.
İran’ı bu nedenle bir kol boyu kendinden uzak tutar. Uzmanlar bu yaklaşımında Şii inanç coğrafyasının iki önemli merkezi İran’daki Kum’daki mollalar ile Necef arasında süren tarihi tartışmanın yattığında birleşirler.

Papa 1.Francis, son olarak Sünni İslam’ın önemli kurumlarından Kahire’deki El-Ezher Üniversitesi’nin baş imamı Ahmed el-Tayeb ile dinler arası diyaloğun sürmesi ve “insani kardeşlik” öngören bir metni imzalamıştı.
Papa.1.Francis El-Ezher baş imamı başta Sünni coğrafyadan din adamlarının katıldığı Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki geçen şubat ayındaki top toplantıdan sonra Şii inanç dairesiyle doğrudan Necef’te temas kurdu.
Ziyaretin İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney tarafından yakından izlendiği açık bir gerçek, İran’a yansımasını ise zaman gösterecek…