Ekonomi

Yüksek faizle ekonomiyi tamir kararları…

Yüksek faizle ekonomiyi tamir kararları…
  • YayınlandıAralık 24, 2020

Yüksek faizin, enflasonun sebebi mi, sonucu mu olduğu yolundaki tartışmalar, Berat Albayrak’ın istifası sonrasında durulmuş görünüyor. Ekonomi uzmanlarının bugünlerde alınan kararlara yaklaşımı ise, “neden üç yılın kaybedilmesine izin verdiniz” yönünde şekilleniyor…

Cumhurbaşkanı Erdoğan yüksek faiz oranlarına karşı mücadelesini esas olarak iki ana zemine oturtuyordu: 1- Yüksek faiz, artan kredi faiz oranı demektir, bu, yatırımların durmasına, yatırıma yönelecek paranın rantiyeye dönüşmesine neden olur, 2- Yüksek faiz yüksek enflasyon demektir…

Ekonomi uzmanları bu yaklaşımın birinci maddesinin doğru ama ikinci maddesinin tartışılabilir olduğunu savundular. Berat Albayrak’ın Maliye ve Hazine Bakanlığı döneminde Merkez Bankası yükselen kurlara karşı faiz silahını kullanmadı, rezerv dövizleri piyasaya sürerek kurdaki sıçramaların önünü almaya çalıştı…

İddialar, bu politika sonucunda Merkez Bankası döviz rezervinin eksi seviyesine kadar düştüğü, bu durumdan derin rahatsızlık belirten bugünkü ekonomi kurmayları Lütfü Elvan (Bakan) ve Naci Ağbal’ın yaşanılanı Cumhurbaşkanlığı makamına rapor etmelerinden sonra Albayrak’ın görevinden ayrılmak zorunda kaldığı yönünde…

Merkez Bankası, ekonominin kaptan köşkünde yaşanılan değişimden sonra kısa bir süre de olsa 1 Dolar: 8.5 TL seviyesini görmüş, günümüzde 7.7 seviyesinde direnerek her an 8 TL’yı yakalayabileceini gösteren kurları baskılamaya çalışıyor.

2020’nin son toplantısında Merkez Bankası’nın faiz oranını 200 baz puan artışla yüzde 15’ten yüzde 17’ye çekmesi önemli bir gösterge kuşkusuz.

Merkez Bankası yeni yönetimi, kur sepetinde istikrar için zaten tükendiği belirtilen rezervleri kullanmayacağını ve kurdaki muhtemel yükseliş eğilimi ile faiz oranları üzerinden mücadele edeceğini zaten açıklamıştı.

Mahfi Eğilmez: Türkiye'yi ayakta tutabilmek için iki konuda düzenlemeye  ihtiyaç var | Independent Türkçe

Son açıklamaya, Berat Albayrak’ın sergilediği politikalara muhalefeti ile tanınan Mahfi Eğilmez’in, “madem faizin ekonominin bir sonucu olduğunu kabul edecektiniz, ülkeye neden 3 yıl kaybettirdiniz” şeklinde tepki göstermesi de dikkat çekti.

Prof. Dr. Esfender Korkmaz, dolardaki artışın nedenini açıkladı haberi- Son  Dakika Haberleri

Bir başka muhalif ekonomi yazarı Prof.Dr.Esfender Korkmaz’ın da yaklaşımı önemli soru işaretleri barındırıyordu:

Faiz enflasyon için bir sebepmidir, sonuçmudur? Bu yanlışlara takıldığımız için bu günkü sorunları yaşıyoruz. Gerçekte bu sorunun en iyi cevabı ”tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar” olacaktır. Faiz ve enflasyon ilişkisi; ekonomik konjonktüre, talep yapısına, güven durumuna göre değişir.

Bu alanda tecrübelerimiz çok tazedir. Önceki Merkez Bankası Başkanı döneminde gösterge faizi 10,25’te tutulmayıpta,  şartlara göre artırılsaydı, dolar 8 lirayı geçmezdi.

Hazine ve Maliye Bakanı istifa etmeden önce, Türkiye’nin beş yıllık tahvillerinin uluslar arası piyasalarda iflas risk primi 525 baz puan idi, istifadan ve MB faiz artırmasından sonra 320 baz puana geriledi. 

Bu gün, hükümete, yargıya karşı güven azaldığı için,  ekonomi aşırı kırılgan olduğu için, Merkez Bankası’nın elinde kura müdahale edebilecek döviz rezervi yetersiz olduğundan reel faiz kurları daha çok etkiliyor.

Halen TÜFE oranı yüzde 14, yıl sonunda biraz daha artar. Bu şartlarda MB gösterge faizine göre reel çok faiz düşük kaldı. Yıl sonunda sıfır da olabilir. 

Yaşadığımız eksi reel faiz doğrudan dövize, altına ve gayrimenkule talebi artırdı. Devam edecektir. Reel faiz oranları aynı zamanda Türkiye’nin risk primi olan CDS oranlarını da kapsamalıdır. Yani en az 3  puan olmalıdır. Enflasyon yüzde 14 ise reel faiz yüzde 17 olmalıdır. 

Kurları tutmak zorundayız… Çünkü  Oynak kur, sistemi bozdu… Dalgalı kur politikasının getirdiği sorunlar diğer döviz sorunları ve ekonomik sorunlarla birleşince kurlar aşırı oynak oldu. Kur artışı üretimde kullanılan ithal girdi fiyatlarının ve maliyetlerin artmasına neden oldu. Ayrıca ithal tüketim mallarının da fiyatının artmasına neden oldu.

Halen döviz sepeti yüzde 40 daha değerlidir. Merkez Bankası kurları tutmak için, Merkez bankası ve kamu bankalarının döviz satmayacağını açıkladı. Ellerinde yalnızca faiz ve TL likidite araçları olduğunu söyledi. TL arzını aşırı kısmak , ekonomide daralmanın boyutunu artırır. Bu nedenle Bu günkü toplantıda para politikası kurulu faizleri artırmak zorundadır.