“MARMARA ÖLÜRSE, KARADENİZ DE ÖLÜR…”

TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu’nda sunum yapan uzmanlar, plansız ve doğru yöntemlerle yapılmayan maden işletmeciliğinin, maden ocaklarının yarattığı tahribat ve deniz kirliliğinin geldiği boyutlara dikkat çekti ve uyarılarda bulundu.
Komisyonda sunum yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığını ve 21. Yüzyılın sonuna doğru aşırı iklim olaylarına maruz kalacak üçüncü ülke konumunda olduğunu vurguladı.

Ataç, “2008 yılında hiç konuşmadığımız konular birdenbire büyük bir tehdit olarak hepimizin masasına gelmiş durumda. Hepimizin gözlüklerimizi değiştirmesi gerekiyor. Herkesin artık çevreci olması gerekiyor, aksi halde bu düzen mevcut haliyle gitmeyecek” dedi.
Maden Kanunu, Orman Kanunu ve Toprak Kanunu’ndaki her değişikliğin doğadan bir şeyler götürdüğünü belirten Ataç, vahşi madenciliğin yol açtığı tehlikelere dikkat çekti: “Özellikle 4’üncü grup metalik madencilikteki su kullanımı, inanılmaz ve tahribat çok büyük…2019 Temmuz ile 2020 Ağustos aylarında 13 ay geçti ve yine bir ihale oldu ve o ihalede de 2685 noktada maden ihalesine çıkıldı. Sadece bu ihalede çıkarılan alanların toplamı da Kayseri ilinden büyük alan.”